21 Haziran 2013

bugün büyük sıpa'nı bırakalı tam 57. gün baba...
nasıl yazıcam diye hep düşündüm aslında. nereden başlasam, nasıl başlasam, yada başlasam sonunu nasıl getiririm acaba getirebilir miyim ki diye hep düşündüm. içimdeki onlarca kelimeyi yüzlerce hissi yazıya nasıl dökebilirim bilmiyorum. ne zaman bir resmini görsem, ne zaman bir sözün kulağımda çınlasa; donuyorum... acaba diyorum, acaba gitti mi gerçekten? sonra resmine bakıyorum, o güzel yüzlü adama kıyıp hangi toprak kabul ederdi ki yanına, gitmiş olamaz diyorum... ve göz yaşlarım akıyor usulca...
özlüyorum onu, bana kızmalarını, şarkı söylemelerini, bazı şeyler üzerinde fikir alışverişi yapmalarımızı özlüyorum baba.  bazı şeyleri yapmamızı istemdiginde, sana karşı geldigimzde bize söyledigin cümle hep aklımda baba...  ''yarın bir gün biz olmıycaz oğlum, o zaman anlıycaksın beni'' bu söz hiç çıkmıyor aklımdan, ve ne zaman düşünsem bu olanları hep ağlıyorum, şimdi ki gibi..
odamda defterimin üstüne yazılmış bir yazını gördüm baba, büyük harflerle yazmışsın, bize olan tüm özlemini oraya kazımışcasına; '' SİZİ ÇOK ÖZLEDİM ''.
sensizlik zor baba, kanadı kırık bir kuş nasıl zorlanırsa ayakda durmaya, bende öyleyim. tek kanadım kırık...
sana hiç seni ne kadar çok sevdigimi söylemedim belki de, yada ne kadar çok özledigimi... bunların pişmanlıgını yaşıyorum hep...
haftaya geliyorum yanına baba, sınıfımı geçip geliyorum yanına.. sen gittin diye dertleşemiycek miyiz sandın? gelicem mezarının başına, saatlerle dertleşicez..
 dayanamıyorum artık, duramıyorum burda...
seni çok seviyorum baba...
çok seviyorum.........

7 Haziran 2013

ÇAPULCUYUM !

31 mayıs tarihinde, gezi parkı için polise karşı direniş içerisinde olan arkadaşlarıma, kardeşlerime destek vermek için evden çıkıp taksime gittim. Taksime vardığımda akşam üstü saat 19:00 civarı idi, ve on binlerce insan istiklal caddesine dökülmüş hep bir ağızdan sloganlar atıp taksim meydanına doğru ilerlemeye çalışıyordu. Bir yandan da gaz bombalarından etkilenenlere yardım ediyorlardı.  Fakat karşımızda 2 toma zırhlısı ve 20yi aşkın çevik kuvvet ekibi vardı ve sürekli gaz bombası atıyorlardı. Nasıl bi şansım varsa, polisin atmış olduğu bir gaz bombası 3 adım arkama düştü ve panik halinde ne yapacağımızı şaşırdık. Herkes koşuşturup birbirini ezmeye başladı.  İyi kötü atlattık o durumu. Bir yerden geçici olarak kendime gaz maskesi ve orada bulunan sağlık ekiplerinden göz yanmasına karsı ilaç aldım. 1 haziran sabah saat 06:00 ya kadar çeşitli yerlerde polisle çatıştık. Ve bir süre sonra polis geri çekildi ve taksim meydanını aldık, her geçen dakika daha çok insan geliyordu.. İlk iki gün standart oranda kullanılan gaz bombasının miktarı gün geçtikçe artmaya ve polisin direnişçilere karşı orantısız güç kullanma başladı ve bu daha tehlikeli bir hal aldı.. Ama bu gezi parkı için direnen halkı yıldırmadı, aksine daha çok alevlendirdi.. Bende görmüş olduğum şeyler yüzünden yanıma daha çok şey aldım. Astım hastası olanlar için ilaç, kendi yaptığımız ilaçlar, yedek kıyafet, eldiven, gaz maskesi gibi vs.  Zamanla gezi parkı içine ve çevresine; sağlık merkezleri , büfe tarzı yerler, kütüphaneler(ücretsiz)  ve taksim’e çıkan yollara ve çevresine birden fazla barikatlar kuruldu..  Herkes bir anda kardeş olmuş bir tek şey için direniyordu. Eczaneden yada başka bir yerden bir şey alacak olsam, ‘’Taksime mi gidiyorsun?’’evet ‘’öyleyse bunlar bizden olsun en azından yardımımız dokunur diyenler vardı’’ ve anladım ki birşeyler bitmemiş!  Türkiyenin birçok yerinden taksim’e insanlar gelip direnişe destek oluyordu ve bu çok gurur verici birşey. En azından artık birşeyler için ‘’dur’’ demenin zamanı gelmişti ki gezi parkı projesi ile herkes ayaklandı. Ben ve arkadaşlarım 6 gün boyunca sabah akşam gezi parkı ve çevresinde koşuşturma halindeydik.  Polisle mücadele halindeyken yanımdaki arkadaşın gözünün çıktığına şahit oldum, vücutlarına nasıl gaz bombası geldiğine şahit oldum, o insanların birbirine nasıl kol kanat gerdiğine şahit oldum. Birden fazla ölüm ve bir hayli fazla yaralanma vakası vardı, birçok da göz altı. Ama insanlar yılmıyordu,  ve gün geçtikçe daha fazla oluyorduk. Ve gaz bombalarına o kadar çok alıştık ki,  polisi arayıp gaz bombası istediklerini söyleyen, hadi abi ya nerde bu gaz bombaları? Ne zaman atacaklar kaç saattir bekliyoruz burada dediğimiz bile oldu.  İşin aslı, gün geçtikçe konu 2 3 agaç olmakdan çıktı ve başka boyutlara geldi. Çünkü bu duruma getiren hükümet ve polisti. Bu direniş 40 kişiyle başladı ve yüzbinleri buldu ve her geçen gün daha da çok artıyor.FB-BJK-GS taraftarları hep bir aradaydı, Göztepe ve Karşıyaka taraftarları ilk defa bir araya gelip birşeyler yaptı. Her partiden insan vardı, akp hariç. Akp nin eli sopalı askerleri ve provakotleri vardı sadece.  Ben 6 gün sabah akşam oradaydım Beşiktaş, taksim, Dolmabahçe, akaretler gibi yerlerde cehennemin içindeydim  ve  bu yazdıklarım ne olanları size anlatabilir, ne de size ışık tutar.  Lakin gözü açılmamış olanların biraz olsun gözünü açmaya birşeylerin farkına varmasına yardımcı olur. Sevgi  ve saygılarımla.
Ve bunlar da boş zamanlarda çekmiş olduğum birkaç resim;